İzmir Avukat
İzmir Avukat ve İzmir Avukatları konusunda İzmir Avukat Tavsiye, İzmir Barosu Avukatları içinde en iyi karar için çalışan İzmir Ağır Ceza Avukatı ve İzmir Boşanma Avukatı Yunus Söyleyici’den randevu alabilirsiniz.
Avukat Yunus Söyleyici İzmir Ceza Avukatı olarak İzmir’de tecrübeli Ceza Avukatı arayanlar için İzmir Ağır Ceza Mahkemelerindeki davalarınız için bizi arayın.
Ceza Hukuku, suç teşkil eden bir zararın oluşması ile suça karışanlara hukuki yaptırımının uygulanabilmesi için gerekli şartların varlığını sorgulayan bir hukuk alanıdır.
Ceza Hukuku suçla bağlantılıdır ve suçu oluşturan eylemin failine odaklanmıştır. Genel olarak ceza hukukunda suçun teorisini buluyoruz. Bir davranış veya eylemin cezai suç olarak nitelendirilebilmesi için aşağıdaki unsurlar incelenir:
Hukuki unsur: Bu, cezaların kanunilik ilkesidir. Yasama metni eylemin suç sayılmasını öngörmedikçe suç yoktur.
Maddi unsur: Sanığa karşı ileri sürülen eylemler veya ihmaller işlenmedikçe suç yoktur, bu ilk iki unsur zorunludur. Böylece bir eylem suç olarak nitelendirilebilir.
Kasıtlı unsur: Akli muhakemesi yerinde, anlayabilen ve istekli bir kişi tarafından işlenmedikçe, suç yoktur . Bu üçüncü unsur tartışmalıdır çünkü kasıtsız adam öldürme gibi istem dışı işlenen eylemler de cezalandırılabilir.
Ceza hukuku, kriminoloji, adli tıp ile birlikte TCK’nın bir bölümüdür. Ceza hukuku suçlar ve cezalarla ilgilenir, suçlara uygulanabilecek genel ilkeleri oluşturan asli kurallar içerir.
Ceza Hukuku, suçun unsuru olan yasal, maddi, ahlaki, ruhsal bozukluk, baskı, azınlık gibi sorumsuzlukların nedenlerini, aynı zamanda teşebbüs ve suç ortaklığı oyunlarını, ayrıca tekrar suç işleme konularında geçerli cezaları, bunların zayıflatılmasının veya ağırlaştırılmasının nedenlerini de belirler.
Ceza Hukuku – verilen cezaları, infaz biçimlerini ve zarar verme şekillerini inceleyen Ceza Bilimidir.
Kriminoloji – suç olgusunun sosyal ve bireysel gerçeklikte incelenmesidir
(suçun nedenleri ve sonuçlarının incelenmesi).
Ceza avukatı – Savcı, polis ve jandarmanın bir suç veya suçun kanıtını tespit etmek ve failini teşhis etmek için uyguladığı teknikleri inceler.
Ceza hukuku, İzmir Avukat Yunus Söyleyici’ın uzmanlık alanıdır. Ceza hukuku, genel ceza hukuku ve özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılır. Ceza hukuku ilkeleri ve Türk ceza kanunu başta olmak üzere ceza mahkemesi hukukuna dair tüm detaylı bilgilere Avukat Yunus Söyleyici Hukuk Bürosu aracılığıyla ulaşılabilir.
Avukat Yunus Söyleyici, başta ceza hukuku danışmanlığı olmak üzere mağdur avukatlığı, şüpheli hizmetleri ve sanıklara müdafilik hizmetleri vermektedir. Doğrudan ceza hukuku üzerine uzmanlaşmış olan hukuk bürosu, ceza hukuku genel hükümler ve ceza hukuku özel hükümler olmak üzere iki ana başlık altında, pek çok farklı alan üzerinde temsil sağlar.
Ceza Hukuku Kavramları
Ceza hukuku ve ceza kanunu kapsamında en çok geçen ceza hukuku terimleri:
- Suç ve ceza
- Genel ceza kanunu – özel ceza kanunu ilişkileri
- Kanunilik ilkesi
- Belirlilik ilkesi
- Kıyas yasağı
- Geçmişe yürüme yasağı
- Lehe kanun
Ceza Hukuku Alt Dalları
Ceza hukuku da diğer hukuk dallarında olduğu gibi kendi içerisinde daha özel ve kategorize dallara ayrılmaktadır. Ceza hukuku maddelerinin daha iyi anlaşılabilmesi ve yansıtılabilmesi için ceza hukuku, bu alt dallara ayrılmakta, böylece hem müvekkillere hem avukatlara kolaylık sağlanmaktadır. Ceza hukuku mevzuatı kapsamında yer alan ceza hukuku alt dallarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Ceza Usul Hukuku: Ceza Usul Hukuku, aynı zamanda Ceza Mahkemesi Hukuku olarak da bilinir. Bir suçun işlenip işlenmediğini, işlenmiş bir suç varsa bu suçun kimin tarafından işlendiğini ve yaptırımın ne olacağına dair bir karar verilmesini amaçlayan bir ceza hukuku alt dalıdır. Bu bağlamda yargılama ve savunma niteliği taşıyan bir dizi faaliyet, ceza usul hukuku kapsamına girer.
Vergi Ceza Hukuku: Özellikle ülkemizde vergi kayıplarının büyük boyutlara ulaşması ile birlikte vergi suç ve cezalarının da önemini artırdığı bilinmektedir. Vergi Ceza Hukuku, vergi kaçakçılığı başta olmak üzere vergilere dair işlenen tüm suçların sorgulandığı, işlendiği ve yaptırımların uygulandığı bir ceza hukuku alt dalı olarak bilinmektedir.
Ceza İnfaz Hukuku: Ceza İnfaz Hukuku ya da kısa adı ile İnfaz Hukuku, ceza hukukuna bağlı olup, en basit hali ile cezai yaptırımların yerine getirilmesi ile ilgilenen bir ceza hukuku dalıdır. Kesinleşen ceza ve güvenlik önlemlerinin yerine getirilmesine dair esasları gösteren Ceza İnfaz Hukuku, buna bağlı olarak tüm cezai ilke, esas ve usulleri gösteren bir hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ceza Yargılama Hukuku: Ceza hukuku kanunu çerçevesinde Ceza Yargılama Hukuku, diğer adı ile Ceza Muhakemesi Hukuku olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Burada önemli olan, ceza hukuku kapsamında işlenen suçun muhakemesinin, yani yargılanmasının yapılabilmesidir. Bu süreçte iddia, savunma ve yargılama adımları ele alınır, asıl amaç ise maddi gerçeğe ulaşabilmektir. Ceza muhakemesi süreci, suçu işleyen kişinin yaptığı eylemin suç olduğuna dair görülen şüpheler ile başlar, bu şüphe son buluncaya kadar da devam eder. Yargılama hukuku kapsamında süreç, mahkumiyet ya da beraat kararlarından birinin verilmesi ile son bulur. Ceza hesaplama süreçleri de yine bu alanda başlar.
Ticari Ceza Hukuku: Ticari Ceza Hukuku, isminden de anlaşılacağı üzere ticari faaliyetler gösteren kişi ve kurumlar arasında oluşabilecek ve ceza hukukuna tabi tutulan durumları ele alan bir ceza hukuku alt dalıdır. Kişi veya şirketlerin ticari suç soruşturmaları ile karşı karşıya kaldıklarında başvurulan Ticari Ceza Hukuku, sadece ticari unvana sahip taraflar söz konusu olduğunda devreye girer.
İslami Ceza Hukuku: İslam’da ceza hukuku, genel prensip olarak İslamiyet ile ceza hukuku arasındaki bağlantı kapsamında ceza hukuku kararları veren bir alt hukuk dalı olarak ele alınabilmektedir.
Ceza hukukunun alt dallarını çeşitlendirmek ve daha pek çok alt hukuk dalından söz etmek mümkündür, ancak özellikle ceza hukuk bürolarının sıklıkla karşılaştığı davalar göz önünde bulundurulduğunda en sık olarak başvurulan ceza hukuk dallarının bunlar olduğu söylenebilir.
Osmanlı’da ceza hukuku, ceza hukuku dendiğinde merak edilen bir diğer konular arasındadır. Kısaca özetlemek gerekirse Osmanlı ceza hukuku, yargının işleyişi bakımından dört ana adıma ayrılmaktaydı: Yetki, vazife, tarafların belirlenmesi ve yargılama usulü.
Yetkiler kapsamında hakimlerin yargılama yetkileri, özellikle coğrafi şartlardan dolayı oldukça kısıtlıydı. Bu yüzden de yetkiler, idari kuruluş sınıflarına göre dağıtılırdı. Vazife alanında hakim, meydana gelen her türlü davaya bakmakla birlikte yargılamada onlara yardımcı olmak üzere naib seçebilme hakkına sahiplerdir. Tarafların belirlenmesi, hakim huzurunda her iki tarafın da hak talep etmesi üzerine gerçekleştirilirken yargılama, davalı, davacı, vekiller ve hakim arasında açık ve sözlü olarak yapılmaktaydı.
Osmanlı’da ceza hukuku dava süreçleri ise ilk soruşturma, son soruşturma, tutuklama ve yargılama olmak üzere yine dört aşama üzerine kuruluydu. Osmanlı ceza hukuku ve İslam hukuku kavramları o dönemde birbiri ile paralel olarak yürütülen, kardeş hukuk dalları olarak görülmekteydi.
Ceza Hukuku Nasıl Çalışır?
Ceza hukuku nasıl çalışır sorusunun cevabını alabilmek için, ceza yargılama sürecinin aşamalarına değinmek gerekir. Ceza yargılama süreci, iddia, savunma ve yargılama olmak üzere üç ana unsurdan meydana gelmektedir. Savunma hakkı, suç iddiasından bulunulan kişinin söz konusu suçu işleyip işlemediğini yargı makamları önünde ileri sürebilmesi için verilen bir haktır. Bununla birlikte öncelikli olarak söz konusu suçun varlığını tespit etmek için ise dört unsur ele alınır:
- Suçun kanunda yer alan tanıma uygunluğu
- Maddi unsur
- Hukuka aykırılık
- Manevi unsur
Bu unsurlardan herhangi biri eksik olduğu takdirde bir suçun varlığından söz etmek, dolayısıyla da ceza hukukuna başvurmak mümkün değildir. Eğer ortada bir suç var ise, sanığın hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı ile birlikte ceza alması söz konusu olacaktır. Cezayı azaltan sebeplerin varlığı, ceza mahkemesi tarafından verilen cezai yaptırımların değişiklik göstermesine sebep olabilmektedir. Bu bağlamda ceza hukuku değişiklikleri, davanın konusuna, suç teşkil eden olayın doğasına ve taraflara göre farklılık gösterebilmektedir. Ceza hukuku Yargıtay kararları aşamasında meşru müdafaa, haksız tahrik, kişisel cezasızlık ya da zorunluluk hali gibi özel durumlar devreye girebilmektedir.
Yargılamanın usule aykırı olması ve adil yargılanma ilkesinin ihlali sonucu meydana gelen durumların ceza hukukuna hakim olmayan bireyler tarafından bilinmesi zor olabilir. Bu nedenle, hem zarar gören tarafın, hem de şüphelinin cezai yargılanma aşamalarının tamamında hukuka aykırı işleme maruz kalmaması için bir ceza avukatı eşliğinde hareket edilmesi tavsiye edilir.
Ceza Hukuku Kapsamındaki Temel Kanunlar
Ceza hukuku kapsamında başvurulan temel kanunları şu şekilde sıralamamız mümkündür:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Ceza hukuku alanında görev alan mahkemeler
Sulh Ceza Hâkimliği
Asliye Ceza Mahkemesi
Ağır Ceza Mahkemesi
Çocuk Mahkemesi
Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
İcra Ceza Mahkemesi
Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemeleri (İstinaf mahkemeleri)
Yargıtay Ceza Daireleri
İzmir Avukat Yunus Söyleyici’nin hukuk bürosunda ceza hukuku kapsamında, hayata karşı suçlar, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar, cinsel istismar ve cinsel tacizi konu alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, hürriyete karşı suçlar, hakaret başta olmak üzere onur kırıcı tüm faaliyetlerin yer aldığı şerefe karşı suçlar gibi pek çok farklı cezai suç alanında hizmet ve hukuki danışmanlık vermektedir. Daha detaylı bilgi almak lütfen bizi arayın.