İzmir Ceza Avukatı – Avukat Yunus Söyleyici. Suçların konusu, cezaların tespit edilmesi, ceza muhakemesi kanunlarının uygulanması ve cezaların infazı gibi konuların hepsi ceza hukukunun konularıdır. Ceza Hukuku diğer hukuk dallarından farklı olarak çok kapsamlı bir konu çeşitliliğine sahiptir.
Ceza hukuku bakımından suçun işleniş biçimi ve suçun işlenme kastı oldukça önemlidir. Ağır ceza veya ceza hukuku avukatı, yapılacak yargılama neticesinde verilecek cezanın oranını etkileyecek durumlara açıklık getirilmesini sağlar. Savcılık ve mahkemelerde verilen beyan ve dilekçeler daha sonra değiştirilemez. Bu sebeple ceza davasının tüm aşamalarında bir ceza avukatından hukuki destek almakta oldukça fayda vardır.
İZMİR CEZA AVUKATI ;
Tutuklamaya itiraz başvurusunun yapılması,
Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şüpheli veya sanık müdafiiliği,
Ceza davasının tüm aşamalarında tahliye ve tahliye kararına itiraz taleplerinin mahkemeye sunulması,
Ceza davasında mağdur veya müşteki vekilliği,
Bilişim suçlarında mağdur ve müşteki vekilliği,
Türk Ceza Kanunu, C.M.K. ve ilgili diğer tüm kanun ve mevzuat çerçevesinde tüm ceza hukuku ihtilaflarının çözümü,
Emniyetteki ifade alınması sırasında ve Sulh Ceza Mahkemelerindeki sorgu aşamasında müdafilik,
Cumhuriyet Savcılığı’na yapılacak her türlü şikayette şikayetçi vekilliği,
Cumhuriyet Savcılığı’nda yapılmış şikayetlerde şüpheli vekilliği vb. pek çok hizmetİ müvekkillerine sağlayan avukattır. Söyleyici Hukuk Bürosu , Ceza Avukatı olarak bu hizmetlerin tümünü bu alanda nitelikli avukat kadrosuyla vermektedir.
CEZA AVUKATI :
Söyleyici Hukuk Bürosu , özellikle ceza hukuku alanındaki faaliyetleriyle tanınan bu alandaki nitelikli avukat kadrosuyla hizmet vermektedir. Kurulduğu zamandan beri hukukun bir çok alanında verdiği nitelikli hizmet ile hukuki ihtilaflara getirdiği yaratıcı ve pratik çözümler sayesinde adından söz ettirmektedir.
Hukuk Büromuz özellikle İzmir merkezli olacak şekilde; ceza davalarında müvekkillerini temsil, yasal danışmanlık hizmeti sunmasının yanında, dava takip hizmeti de vermektedir. Ana faaliyet alanları ceza hukuku olup bu alanlarda dava ve danışmanlık hizmeti sunulmaktadır. Başta İzmir olmak üzere Türkiye’nin pek çok şehrinde hukuki hizmet sunan Söyleyici Hukuk Bürosu , Av. Yunus Söyleyici tarafından İzmir’da kurulmuştur. İzmir’de kurulmasının ardından pek çok ilçede hizmet vermeye başlamıştır.
İZMİR AĞIR CEZA AVUKATI
Söyleyici Hukuk Bürosu, yukarıda da belirttiğimiz üzere ceza davalarında , dava takibi ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Özellikle ağır ceza davalarının konularına giren suçlarda ülkemizde oldukça fazla sayıda dava olması dolayısıyla öncelikle aşağıdaki sorunun cevabının verilmesi gerekir ;
HANGİ DAVALAR AĞIR CEZA YARGILAMASINA TABİDİR?
Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere,
- Resmi belgede sahtecilik,
- Nitelikli dolandırıcılık,
- Yağma,
- İrtikap,
- Hileli iflas
- Devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı suçlar,
- Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar,
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlar;
Ağır ceza mahkemesinde görülmektedir. Görüldüğü üzere bu suçların tümü hukuki açıdan bir hayli ciddi suçlardır. Bu sebeple hakkınızda ağır ceza mahkemesinde bir dava ya da savcılıkta bu suçların konu edildiği bir soruşturma açıldıysa , ilk fırsatta bu davalar konusunda uzman bir ağır ceza avukatından hukuki destek almalısınız. Zira önemle belirtememiz gerekir ki, bu davalar sonucunda çok ciddi hapis cezaları çıkabiliyor, buna ilaveten kişinin geleceği olumsuz bir şekilde etkilenebiliyor.
CEZA HUKUKUNDA EN SIK KARŞILAŞILAN SUÇLAR
KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI SUÇU
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, Türk Ceza Kanunu’nun 133. Maddesindeki suçu işlemiş olur. Bu suçun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçun işlenmiş olması için söz konusu konuşmanın aleni , herkese açık bir şekilde, olmaması gerekir. Eğer konuşma aleni bir şekilde yapılıyorsa bu suç oluşmaz. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi de bu suçu işemiş olur.
Bu olasılıkta sanığa verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezasıdır. Bir arada bulunan kişiler arasında yapılan konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabul edilmesi için; konuşmanın yapıldığı yerin herhangi bir önemi yoktur. Dolayısıyla iki kişi kendi arasında herhangi bir yerde konuşurlarken bu konuşma özel çaba ile duyulabilecek şekilde aleni olmayan bir konuşmaysa ; bu konuşmanın kayıt altına alınması durumunda da bu suç işlenmiş olur.
TEHDİT SUÇU
Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre : ‘’ Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi; altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise; mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. ”
ŞANTAJ SUÇU
Şantaj suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 107. Maddesinde düzenlenmiş, kişinin iç huzurunu ve hürriyetini koruyan bir suç tipidir. Burada kısaca fail, bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle mağduru bir şeyi yapmaya yahut yapmamaya zorlar. Belirtmemiz gerekir ki şantaj suçu bir tehlike suçudur. Yani burada suçun ortaya çıkması için somut olarak bir zararın meydana gelmesi aranmaz. Kanunda tanımlanan fiilin işlenmesi suçun ortaya çıkması için yeterlidir.
ŞANTAJ SUÇU NASIL İŞLENİR?
TCK’da şantaj suçu iki fıkra şeklinde tanımlanmıştır;
1- Failin, hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, mağduru kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlaması
Burada fail mağduru bir şeyi yapmakla yahut yapmamakla tehdit eder. Mağdur kanuna aykırı ya da yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya zorlanır. Örneğin mağdur, faile bir miktar para borçlu olsun. Fail, mağdura karşı alacağına yönelik icra takibi veya dava açmaktan bahisle mağduru işlediği bir suça yardım etmeye zorlamaktadır. Bu halde şantaj suçunun TCK madde 107’nin 1. fıkrasındaki hali karşımıza çıkar.
2- Failin kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya
saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunması
Burada ise kanun koyucu, failin yarar sağlamak amacıyla mağdurun şeref ve saygınlığına zarar verecek şeyleri açıklamak suretiyle işlenen şantaj suçuna işaret etmektedir. Uygulamada bu fıkra çok sık karşımıza çıkmaktadır. Burada failin açıklayacağını iddia ettiği şey, mağdurun şeref veya saygınlığına zarar verecek bir şey olmalıdır. Ayrıca Ceza Genel Kurulu’nun yerleşmiş içtihatlarına göre; açıklanacağı iddia edilen husus herkesin bilmediği bir husus olmalıdır. Herkes tarafından bilinen, aleni bir şekilde gerçekleşen bir olayın açıklanacağının söylenmesi halinde şantaj suçu oluşmaz.
Ayrıca bu fıkrada açıklanacağı iddia edilen hususun meşru bir şey olup olmaması da önem arz etmez, suç her halde oluşur. Örneğin kişinin geçmişte işlediği dolandırıcılık suçunu açıklayacağından bahisle şantaj suçunu işlemesi de mümkündür.
ŞANTAJ SUÇU CEZASI
Şantaj suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Burada hapis cezası ve adli para cezasının birlikte tatbik edildiği görülmektedir. Dolayısıyla seçimlik bir ceza söz konusu değildir. Her iki cezaya da birlikte hükmedilir.
Belirtmemiz gerekir ki şantaj suçu uzlaştırmaya tabi bir suç değildir. Ayrıca şantaj suçu soruşturulması şikayete bağlı suçlardan da değildir. Cumhuriyet Savcısının bir şekilde haberinin olması suçun soruşturulması için yeterlidir. Şantaj suçu için dava zamanaşımı süresi vardır. Buna göre suçun işlendiği tarihten itbaren 8 yıl içinde ceza davası açılmazsa dava zamanaşımına uğrayacaktır.
KASTEN YARALAMA SUÇU
Kasten yaralama suçu ve cezası Türk Ceza Kanunu’nun 86. Maddesinde “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Burada korunan hukuki değer kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. İlgili kanun maddesinin ilk fıkrasında kasten yaralamanın basit hali tanımlanmıştır. Buna göre kasten , bir kimsenin vücut bütünlüğüne zarar veren veya sağlığını veya algılama yeteneğini olumsuz etkileyen kişi 1 yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak madde bu tanımla yetinmeyip çeşitli hallerde ne tür cezalar verileceğini ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir.